Gündem

New York’un Zirvesinde Türkiye ile Bağlantılı Rüşvet İddiaları 

Fikret Sebilcioğlu, Serhat Tümüklü
Makale

Eric Adams, 2021’de New York Belediye Başkanı seçilmesinden bu yana kamuoyu önünde sıkça tartışmalara konu olan bir figür oldu.  Ancak Adams’ın ismi şimdi çok daha ciddi bir meseleyle gündemde: Amerika Birleşik Devletleri Güney New York Bölgesi Mahkemesi tarafından hazırlanan bir iddianame ile Adams, çeşitli yolsuzluk, rüşvet, kampanya finansmanı ihlalleri ve federal program yolsuzluğu suçlamalarıyla karşı karşıya. Bu makalede Eric Adams’a yöneltilen suçlamaların ayrıntılarını ve iddianame doğrultusunda yaşanan gelişmeleri ele alacağız.

Adams’ın Siyasi Kariyeri

2014 yılında Brooklyn Borough Başkanı olarak seçilen Eric Adams, New York’un en önemli siyasi figürlerinden biri haline geldi. Ancak, Adams’ın 2015’ten bu yana devam eden dış ilişkilerinde şeffaf olmayan hareketleri ve yabancı kaynaklardan sağlanan maddi yardımlar, 2021 Belediye Başkanlığı seçim kampanyası sırasında ciddi yolsuzluk iddialarını doğurdu. İddianameye göre Adams yabancı iş insanları ve Türk hükümet yetkilileri ile yıllarca süren bir ilişki içerisinde lüks seyahatler, kampanya bağışları ve kişisel hediyeler gibi birçok yasa dışı menfaat sağladı.

Lüks Seyahatler ve Gizli Menfaatler

İddianamede Adams’ın Brooklyn Borough Başkanı olduğu dönemde başladığı bu yolsuzluk zinciri, 2015’te Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaretlerle ilişkilendiriliyor. 2015 yılında Türk Konsolosluğu ve çeşitli Türk iş insanları tarafından organize edilen iki Türkiye seyahati sırasında Adams, Türk Havayolları’ndan ücretsiz birinci sınıf uçak biletleri ve Türkiye’de lüks otellerde ücretsiz konaklama gibi menfaatler elde etti. Bu seyahatler, Adams’ın 2016’dan 2021’e kadar defalarca Türkiye’ye ve diğer uluslararası destinasyonlara yaptığı diğer lüks seyahatlerin başlangıcı oldu.

İddianameye göre, 2016 yılında Türk Havayolları tarafından Adams ve partnerine Hindistan’a ücretsiz birinci sınıf uçak biletleri sağlandı. 2017’de ise, yine Türk Havayolları tarafından Fransa, Türkiye, Sri Lanka ve Çin’e ücretsiz uçuşlar yaptı ve İstanbul’daki St. Regis Oteli’nin Bentley Süiti’nde olağan dışı yüksek bir indirim alarak konakladı. Bu seyahatlerin hiçbiri Adams tarafından yasal olarak bildirilmedi ve kamuoyundan gizlendi.

İddianamede Türkiye’ye yaptığı seyahatler sırasında aldığı lüks hizmetler (Uçak biletleri, otel konaklamaları) hakkında yapılan yazışmalar dikkat çekici. Örneğin, bir seyahat sırasında Adams’ın yardımcısına gönderdiği mesajlarda, uçak biletinin ücretini düşük göstermek için Türk yetkililerin önerileri bulunuyor:

– Havayolları Yöneticisi: 50 dolar olarak mı gösterelim?

– Adams’ın Yardımcısı: Şu anda (Adams’ın) her adımı izleniyor. 1.000 dolar veya bunun gibi bir şey olsun. En azından belli ölçüde gerçekçi olalım. Şu anda basının ilgisi (Adams’ın) üzerinde.

Adams’ın, İstanbul’daki lüks otellerde ücretsiz veya indirimli konaklamalar yaptığı ve bu seyahatler sırasında alınan hizmetlerin gizlendiğine ilişkin iddiaya dair aşağıdaki yazışma dikkat çekici:

– Adams’ın Yardımcısı:  Tavsiyeniz var mı? (Eric Adams’ın ayrıca Türkiye’de nerede kalacağını soruyor.)

– Havayolları Müdürü: Four Seasons

– Adams’ın Yardımcısı: Orası çok pahalı.

– Havayolları Müdürü: Neden bunu önemsiyor ki? O hiçbir şey ödemeyecek. Adı hiçbir şeyde geçmeyecek.

– Adams’ın Yardımcısı: Süper.

Yasa Dışı Kampanya Bağışları

Adams’ın başkanlık kampanyası süresince topladığı bağışlar, iddianamenin merkezinde yer alıyor. 2018 yılından itibaren Adams, kampanyası için yasa dışı bağışlar toplamaya başladı. En dikkat çekici olanı, yabancı iş insanları ve Türk hükümet yetkilileri tarafından “Straw donors” adı verilen dolaylı bağış mekanizmalarıyla yapılanlar.  Yani, gerçek bağışçılar, ABD’de yaşayan bireyler üzerinden paralarını aktararak ABD seçim yasalarını ihlal ederek kampanyaya katkıda bulundu.

Adams’ın Türk yetkililerden aldığı yasa dışı kampanya bağışlarını organize eden yazışmalar iddianamede önemli bir yer tutuyor. Bir Türk iş adamı ile yapılan görüşmede, kampanya bağışlarının nasıl gizlenebileceği üzerine konuşmalar geçiyor:

– Türk İş Adamı: Bağışları Amerikalı biri üzerinden yaparız. Adams’a nakit vereceğim, o kişi bağışı yapar.

– Adams’ın Yardımcısı: Bu oyunlara girmek istemez. Sonradan büyük sıkıntı yaratabilir.

Örneğin, 2021’de Adams’ın belediye başkanlığı kampanyası için düzenlenen bir bağış toplama etkinliğinde, Türk kökenli bir inşaat şirketi sahibi olan işadamı, çalışanlarını kullanarak bağışları yönlendirmiş ve bu çalışanların isimleriyle sahte bağışlar yapılmış. Adams’ın kampanya fonlarına, bu şekilde yüzbinlerce dolar yasa dışı yollardan para aktarılmış. İddianameye göre bu yasa dışı bağışlar sayesinde Adams’ın kampanyası, New York şehri tarafından sağlanan “Matching funds” programından haksız yere 10 milyon dolardan fazla kamu fonu elde etti.

Rüşvet ve Yolsuzluk İddiaları

Adams’a yöneltilen suçlamalar arasında, sadece kampanya finansman ihlalleri değil, aynı zamanda rüşvet ve federal program yolsuzluğu da yer alıyor. 2021 yılında Türk hükümetine ait olan New York’taki 36 katlı Türk Evi’nin inşaatı sırasında, bina gerekli yangın güvenliği incelemelerinden geçmemiş olmasına rağmen, Adams’ın Türk hükümeti tarafından aldığı rüşvet karşılığında FDNY (New York İtfaiyesi) yetkililerine baskı yaptığı iddia ediliyor. İddianameye göre, Adams’ın müdahalesi sonucu, bina yangın güvenliği açısından gerekli testlerden geçmeden açıldı. Bu müdahale de Adams’a Türk yetkilileri tarafından sağlanan ücretsiz seyahat ve diğer kişisel menfaatlerle ilişkilendiriliyor. Türk yetkilinin, Adams’a yangın güvenliği raporuyla ilgili baskı yapması ve Adams’ın buna karşılık FDNY’ye talimat verdiği yazışmalar oldukça çarpıcı:

– Türk Yetkili (2021, FDNY Baskısı Hakkında): Türkiye seni destekledi, şimdi sıra sende.

– Eric Adams: Biliyorum.

Yukarıdaki bu mesajlaşma, Adams’ın aldığı çıkarlar karşılığında resmi yetkilerini Türk yetkililer lehine kullandığını gösteren önemli kanıtlar arasında yer alıyor.

Adams’ın Türk yetkililerle olan ilişkisi, sadece maddi yardımlarla sınırlı kalmamış. Aynı zamanda politik baskılar da bu iş birliğinin bir parçası olmuş. Örneğin, Adams’ın Ermeni Soykırımı ile ilgili bir açıklama yapmaması için Türk yetkililer tarafından baskı yapıldığı ve Adams’ın bu baskıya boyun eğdiği belirtilmiş.

Federal Soruşturma ve Gizleme Çabaları

Adams ve ekibi bu suçları işlerken, federal soruşturmaları engellemek için çeşitli yollar denemiş. İddianamede, Adams’ın düzenli olarak kampanya ekibiyle mesajlaşmalarını sildiği ve rüşvet anlaşmalarını gizlemek için sahte belgeler oluşturduğu belirtiliyor. 2023’te FBI’ın başlattığı soruşturma kapsamında, Adams’ın kampanya bağışçılarıyla olan ilişkilerini gizlemek için kampanya çalışanlarına yalan söylemeleri talimatı verdiği ve kendi kişisel cep telefonunu kilitleyerek içindeki verileri korumaya çalıştığı ortaya çıkmış.

Adams’ın Geleceği ve Hukuki Süreç

Eric Adams’a yöneltilen suçlamalar, sadece kişisel kariyerini değil, aynı zamanda New York şehrinin yönetimini de sarsabilecek nitelikte. İddianame, Adams’ın yıllar boyunca süregelen bir yolsuzluk zincirinin merkezinde olduğunu gösteriyor. Bu iddiaların sonucunda Adams’ın nasıl bir hukuki süreçle karşı karşıya kalacağı ve bu sürecin siyasi kariyerine etkileri büyük bir merak konusu.

Sonuç olarak, Eric Adams’a yöneltilen suçlamalar, modern Amerikan siyasetinde yolsuzluğun boyutlarını gözler önüne seriyor. İddianamede belirtilen kanıtlar ve iddialar, Adams’ın gelecekteki siyasi kariyeri ve New York şehri üzerindeki etkisi bakımından kritik bir dönemeç olabilir. Adams’ın bu suçlamalar karşısındaki savunması ve hukuki süreç ise kamuoyu tarafından yakından takip edilecek.

İddianamedeki dikkat çekici bir başka konu ise suçlamaların diğer tarafının ağırlıklı Türkiye ile bağlantılı kişiler, kurumlar ve şirketler olması. İddianame, Eric Adams’ın Türk yetkililerle yasal olmayan ilişkiler içinde olduğunu, Türkiye’deki bazı kişilerden yasadışı seçim bağışları aldığını ve Türkiye ile bağlantılı lüks seyahat ve otel konaklamaları gibi avantajlar sağlandığı belirtiyor. Ayrıca Adams’ın, Türk hükümetinin desteğini kazanmak amacıyla Türkiye’deki bazı çıkar gruplarına avantaj sağladığı ve özellikle New York’taki Türk Konsolosluk binasının açılışını hızlandırmak için baskı uyguladığı öne sürülüyor.

Öne Çıkanlar