Gündem

Şirketlerde İhlallerin Bildirilmesi

Fikret Sebilcioğlu
Makale

ACFE’nin Küresel Suistimal Çalışmaları suistimallerin ilk tespit edilmesinde ihbarların diğer yöntemlerden açık ara önde olduğunu gösteriyor. 2018 çalışmasına göre vakaların %40’ı ihbarlar ile tespit edilmişken, ikinci tespit yöntemi olan iç denetim ise vakaların sadece %15’ini ortaya çıkarabilmiş.

ACFE’nin Küresel Suistimal Çalışmaları suistimallerin ilk tespit edilmesinde ihbarların diğer yöntemlerden açık ara önde olduğunu gösteriyor. 2018 çalışmasına göre vakaların %40’ı ihbarlar ile tespit edilmişken, ikinci tespit yöntemi olan iç denetim ise vakaların sadece %15’ini ortaya çıkarabilmiş. Sadece bu sonuç dahi oldukça çarpıcı.

İhlal bildirimlerinin oranı, şirketlerde yapılandırılmış bir ihbar mekanizması olup olmamasına göre değişiyor. Eğer yapılandırılmış bir ihbar mekanizması varsa (telefon hattı, email, web gibi) ihbarın suistimali ortaya çıkarma oranı artıyor.

Misilleme korkusunun olduğu yerde ise ihbar eylemi gücünü kaybediyor. Misilleme kurumsal şirketlerde dahi için için kanayan bir yara. Bence bunun aşılmasının en etkin yollarından biri, şirket yönetiminin şirket içindeki iş etiğine verdiği önem, bu konuda toleransının olmaması ve bu iddiasını davranışlarla somutlaştırması.

Biraz da yaşadığımız coğrafyadan örnekler ile yazıma devam etmek istiyorum.

İhlali bildirmeyi çoğu zaman ispiyonculuk olarak gören ve bunu olumsuz bir davranış olarak algılayan insanların yaşadığı bir coğrafya Türkiye. Dürüst olmayan bir davranışı bildirmeyi, başkasının ekmeği ile oynamak olarak algıladığı için sessiz kalmanın ahlaken daha doğru olduğunu düşünebiliyor Türk insanı. Çoğu zaman da yaşadığı korku cumhuriyetinin içinde sesini yükseltmekten alenen korkuyor.

Misilleme korkusu gerçek ve sarsıcı bir korku olsa gerek, zira hem kurumsal hem de sosyal hayatta insanı hizada tutmak ve yönetmek için kullanılan çok güçlü bir araç. Ve bu korku çoğu zaman, dürüst insanların dürüst olmayan davranışlara karşı sesini yükseltmesine izin vermiyor ne yazık ki.

Her insan dürüst bir ortamda yaşamayı ve çalışmayı fazlası ile hak eder. Bir insanın hakkının peşinde koşması kadar doğal bir şey olamaz. İhaleye fesat karıştıran ama satış rakamları çok iyi olan bir iş arkadaşınızla, her türlü ahlaksızlığı yapan ama çok iyi futbol oynayan bir sporcuyla veya rüşvet vermeden yaşayamayan bir adamın güzel sesli karısıyla aynı havayı solumak istememeniz ve bu konuda sesinizi yükseltmeniz, sizi zayıflatmaz aksine güçlendirir.

İnsan sustuğu yerden kanar ve kanayan gücünü kaybeder. Sessiz kalmamanın gücünü hissedin!

Öne Çıkanlar