Kurumların Amacı Nedir?

Seda Bayraktar

“Kapitalizm topluma nasıl hizmet eder?” sorusunun cevabı can sıkıcı göründüğü için iş dünyası kurumlara yeni bir amaç arıyor.​

1997 yılında, Amerika’nın önde gelen 200 şirketinin üst düzey yöneticilerinin bir araya geldiği the Business Roundtable'da kurum amacını formal olarak ifade eden bir felsefe ortaya kondu. Grup bunu, “ Yönetimin ve yönetim kurullarının en büyük görevi şirketin hissedarlarına karşıdır, diğer paydaşların çıkarları, pay sahiplerine karşı yükümlülüğün bir yan ürünüdür” diye açıkladı.

The Business Roundtable, bu ifadeden 22 yıl sonra, 19 Ağustos 2019’da, Birleşik Devletler'de, şirketlerini müşterilerinin, çalışanlarının, tedarikçilerinin, topluluklarının ve paydaşlarının çıkarına olacak şekilde yönetmeye kararlı 181 CEO'nun Kurum Amacı üzerine yeni bir bildiri imzaladığını duyurdu.

Şaşırtıcı bildiriye göre, bu büyük şirketlerin liderleri, bir kurumun amacını sadece paydaşlarına kâr sağlamamak olarak yeniden tanımladı. Açıklanan bildiride kurumların, sadece hissedarların aksine, çalışanlar, müşteriler, yerel topluluklar ve tedarikçiler dahil olmak üzere bütün paydaşlarının ihtiyaçlarını ve refahını gözetmesi gerektiği belirtildi. Bu değişiklik, işletmelerin yegâne yükümlülüğünü, hissedarları için değer artışı sağlamak amacıyla kârı artırmak olarak kabul gören iş felsefesinden uzaklaşıldığına işaret ediyor.

Ne oldu da, daha öncesinde çıkarları hissedarlara yükümlülüklerin bir yan ürünü olarak görülen diğer paydaşlar, kurumların önceliği haline geldi?

Yeni bildiriyi gözden geçirirken, “hissedarlar” sözünün sadece bildirinin sonlarna doğru, o da sadece iki kez kullanıldığını fark ettim. Öte yandan the Business Roundtable’ın bildiride, “müşteriler için değer yaratmak”, “çalışanlara yatırım yapmak”, “çeşitliliği ve dahil etmeyi güçlendirmek”, “tedarikçilerle adil ve etik bir şekilde çalışmak”, “içinde iş yaptığımız topluluklara destek olmak” ve “çevreyi korumak” gibi ifadelere güçlü bir şekilde vurgu yaptığını görüyorum.  Bildirinin yazılma şekli, kurumların amacını tanımlamada yeni unsurların ağırlığını açıkça gösteriyor.

Daha önce bahsi edilen, Iş amacındaki değişilik, iş etiği ve kurumsal sosyal sorumluluk alanında yeni bir kavram değil. Bence, the Business Roundable’ın kararı geç bile kaldı. Dünyanın dört bir yanındaki işletmeler, paydaşlarının ihtiyaçlarını ve taleplerini anlamak yerine hissedarlarının faydasına çok fazla yoğunlaşmalarından dolayı, bu kavramlar iş dünyasında ve akademik dünyada derinlemesine tartışılmaktaydı. Bu hissedar odaklı yaklaşım kurumların sürdürülebilirliğini tehdit etmeye başlamıştı. Sürdürülebilirlik problemleri, finansal zorluklar ve kurumsal skandallar, iş insanlarını bu problemlerin temel sebebini düşünmeye sevk etti. Çoğunlukla bunun cevabı çok basitti: İş Etiği ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk.

İş dünyasının liderleri tepki vermekte gecikmiş olabilirler ama yine de, geç olsun, güç olmasın. Bu felsefe değişikliğinin organizasyonların iş yapma biçimini nasıl etkileyecek, onu bilemiyorum ama artık şirketlerin hedeflerinin sadece kâr etmekten daha uzun süreli değerlere doğru genişleyeceği kesin. Kurumlarda yaşanan suistimalleri azaltma potansiyeli olan bu yaklaşım, eninde sonunda organizasyonların kültürlerini olumlu bir şekilde etkileyecektir.

İş dünyası liderlerinin, kurumlar için bu yeni amaç bildirisini imzalaması, iş dünyası için somut bir mesaj ve yönetim felsefesinin gösterilmesine ilişkin mükemmel bir örnek teşkil ediyor. Liderler kısaca, "kârdan daha önemli şeyler var" diyorlar.

Genel olarak, bu bildirinin organizasyonlarda etik kültürü destekleyeceğine ve bütün paydaşlar tarafından memnuniyetle karşılanacağına inanıyorum.

PAYLAŞ