İş Analitiğinin İş Performansı Analitiği ve Stratejiye Evrimi

Burak Özagazar

Kritik Performans Göstergelerini (KPG) temel alan yönetim şekli, hedef odaklı stratejilerin merkezi haline gelmiştir.  Şirketler bütün faaliyet düzeylerinde, günlük faaliyetlerin yürütülmesinde kolaylık sağlayan sistemler aracılığıyla veri üretir ve sunarlar.

Ticari istihbarat sistemleri, veri ambarlarında (DW) tutulan bu birikmiş verileri, KPG’lerini formüle etmek ve paydaşlara sunmak için kullanır.  Bununla birlikte, bu sistemlerin bir araya getirilerek, performans bilgisi ve analiz gücünün bir arada bulunacağı bir kaynağa dönüştürülmesi zordur.

Bu entegrasyonun önemini vurgulamak için öncelikle iki şeyin tanımlanması gerekiyor.:

  1. İş Analitiği (İA) ERP, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM), sosyal medyada oluşturulan büyük veriler, açık erişim veritabanları, vb. analitik verilerin operasyonel ve stratejik amaçlarla yinelemeli ve metodolojik bir şekilde incelenmesidir.
  2. Kurumsal Performans Analitiği (KPA), mikro düzeydeki verilerde dahil bütün verilerin ve analitik yöntemlerin sistemli bir şekilde kullanılarak iş dinamiklerinin ve performansının denetimidir.

Bu iki farklı tanım göz önüne alındığında, KPA'nın İA'yı stratejik işlemlerin kontrol sürecinde bir araç olarak kullandığı açıktır. KPG'ler İA sürecinin bir çıktısı olmalı ve daha sonra KPA araçlarının bütünleşik bir parçası haline gelmelidir.

İA sürecini şirketin birleşik stratejisine bağlamak ve sonuçlarını girdi olarak BPA sürecine aktarmak, şirket stratejisinin yönetimi ve verilen kararların başarılı olması konularında kapsamlı bir kılavuz oluşturulmasını sağlar.

Analitik sistemlerimizi ve stratejimizi bir araya getirmek için aşamalı bir yaklaşım izleyerek, aşağıda belirtilenleri uygulamamız gerekmektedir:

  1. Tüm kontrol ve değerlendirme faaliyetlerine zemin hazırlamak için stratejik hedeflerin tanımlanması,
  2. Gerçekleştirilmesi herhangi bir stratejik hedefe ulaşmada kritik bir rol oynayan değişkenlerin modellenmesi ve tanımlanması – KPG’lerin tanımı,
  3. Veri kullanılabilirliğinin araştırılması ve KPG’lerin ölçümü için verilerin kalitesinin değerlendirilmesi,
  4. Yeterli veri sağlanamayan KPG'leri, benzer stratejik kontrol ve hedef değerlendirilmesi amacına hizmet eden bir ikame ile değiştirilmesi,
  5. Maliyet/fayda analizinden sonra, değiştirilen KPG’lerin veri kullanılabilirliğini ve/veya veri kalitesini artırmak için paralel projeler başlatılması,
  6. KPG’ler için bir ilişki diyagramı oluşturulması, neden-sonuç ilişkisine göre karşılıklı bağımlılıklarının tanımlanması ve modellenmesi,
  7. KPG’leri ölçmek için verileri bir ticari istihbarat aracına işleyen ve sürekliliği olan bir altyapı oluşturulması,
  8. Hedef ve gerçek KPG’ler arasındaki mevcut farkın tanımlanması,
  9. Hedeflerden sapmanın temel nedenlerinin tespit edilmesi,
  10. Parametrelerin mevcut durumuna ve gelecekteki durumlarına ilişkin varsayımlara dayanarak nihai sonucun tahmin edilmesi,
  11. Sonuçların tüm paydaşlara iletilmesi; alınması gereken önlemler ve aksiyonlar hakkında geri bildirimlerin teşvik edilmesi,
  12. Stratejinin gözden geçirilmesi ve gerekirse yeniden formüle edilmesi

Sonuç olarak, bir şirket iş performansını ve stratejisini yönetmek için bütünsel bir yaklaşım benimsemelidir. Bütünsel yaklaşım; faaliyetleri, verileri, iş analitiklerini, iş performansı analizlerini, ticari istihbarat sistemlerini, performans yönetim sistemlerini ve strateji formülasyonunu bir araya getirerek işletmenin tam bir resmini sunar.

PAYLAŞ